Mutsuzluk
adeta "pasif içici" olmak gibi, çevrenizdeki herkes için ölümcüldür.
Stanford Üniversitesi tarafından yürütülen bir çalışma ile yaşam şartlarının
mutsuzluk üzerindeki etkisinin sanıldığından düşük olduğu tespit edildi. Bizi
mutsuz eden koşullar değil alışkanlıklarımız…
Kronik
Mutsuz İnsanların Rahatsız Edici Alışkanlıkları
Mutluluk
tanımlanması çok zor bir şeydir ve bir çok şekilde meydana gelebilir. Diğer
taraftan mutsuzluğun tespiti çok kolaydır; onu gördüğünüzde tanırsınız ve sizi
ne zaman esir alacağını bilirsiniz.
Mutsuzluk
adeta "pasif içici" olmak gibi, çevrenizdeki herkes için ölümcüldür.
Stanford Üniversitesinden Terman'ın ünlü çalışması ile 8 yıl boyunca denekler
takibe alındı, sağlıksız bir yapının ve kısa yaşam süresinin mutsuz insanlar
ile aynı ortamda bulunma ile bağlantılı olduğu tespit edildi.
Mutluluk sizin
düşündüğünüzden daha az yaşam şartları ile bağlantılıdır. Illinois
Üniversitesinde yapılan araştırmalara göre en iyi kazanan insanlar (yılda 10
milyon$) yanlarında çalıştırdıkları Jane ve Joe'lardan sadece bir miktar fazla
mutlu oluyorlar.
Yaşam koşullarının
mutluluğunuza katabileceği çok fazla şey yoktur. Çünkü daha fazla mutluluk
sizin kendi kontrolünüzdedir-mutluluğunuz alışkanlıklarınızın ve hayata
bakışınızın ürünüdür. Kaliforniya Üniversitesinde mutluluk üzerinde çalışan
psikologlar genlerinizin ve yaşam koşullarınızın mutluluğunuzun ancak
%50'sinden mesul olduğunu bulmuşlardır. Gerisi size bağlıdır.
"Anayasa
insana sadece mutluluğunu sürdürme hakkı verir. Siz onu kendiniz elde
edersiniz".
Benjamin
Franklin.
Mutsuz
Alışkanlıkları
İnsanlar
mutsuzken onların çevresinde bulunmak, onlarla yalnız çalışmak çok zordur.
Mutsuzluk insanları sizden uzaklaştırır, sizi muktedir olduğunuz her şeyi
yapmaktan geri tutan bir kısır döngü oluşturur.
Mutsuzluk
sizi sürpriz bir şekilde yakalayabilir. Mutluluğunuzun büyük bölümü yakından
izlemek zorunda olduğunuz ve sizi uçuruma sürüklemediğinden emin olmanız
gereken alışkanlıklarınız tarafından belirlenir. (düşüncede ve eylemde)
Bazı
alışkanlıklar diğer alışkanlıklardan daha fazla mutsuzluğa yol açar. Aşağıda
saydığımız 10 alışkanlığa karşı özellikle dikkatli olmalısınız. Bu
alışkanlıkların sizde mevcut olmadığından emin olmak için kendinizi dikkatlice
izleyin.
Mutlu olmak
için geleceği beklemek. Kendi kendinize ben mutlu olacağım "Eğer ki...." demek bu
alışkanlıkların en basitidir. Bu ifadeyi nasıl sonlandırdığınızın bir önemi yok
( terfi alırsam, daha iyi ücret alırsam veya yeni bir ilişkim olursa şeklinde
sonlandırabilirsiniz) çünkü bu ifade durumlara çok fazla vurgu yapıyor ve
mutluluğu engelleyen durumların gelişmesine katkıda bulunuyor. Ruh haliniz
üzerinde kanıtlanmış hiç bir etkisi olmayan şeyleri beklemekle vaktinizi
harcamayın. Bunun yerine şimdi ve hemen şu anda mutlu olmaya odaklanın, çünkü
geleceğin garantisi yoktur.
"Bir
şeyleri" elde etmek için çok fazla zaman ve efor harcamak. Aşırı yoksulluk içinde
yaşayan insanların mali durumları iyileşince mutluluklarında önemli bir artış
oluyor, fakat yıllık gelir 20.000$'ın altına düştüğünde para ile gelen bu
mutluluk hızla azalmaya başlıyor. Maddi şeylerin seni mutlu etmediğini gösteren
okyanuslar kadar araştırma var. Bir şeylerin peşinde koşuşturmayı alışkanlık
haline getirdiğinde mutsuz olma olasılığın artıyor çünkü onları elde ettikten
sonra yaşadığın hayal kırıklıklarının ötesinde onları kazanma pahasına ailen, arkadaşların
ve hobilerin gibi seni mutlu edecek daha gerçek şeylerden olduğunu
keşfediyorsun.
Evde Kalmak. Mutsuz olduğunda diğer
insanlardan uzaklaşmak ruh halin için cezbedici gelebilir ama sosyalleşme
açısından büyük bir hatadır. Hepimiz için kafamıza yorganı çekip herkes ile
konuşmayı reddetmek istediğimiz günler vardır. Fakat anlayın ki bu bir eğilim
olmaya başladığı dakika ruh halinizi bozar. Mutsuzluk sizi anti-sosyal yapmaya
başladığı an bu dediğimi hatırlayın ve dışarı çıkıp insanların arasına karışmaya
kendinizi zorlayın, o anda farkı göreceksiniz.
Kendinizi
Kurban Görmek. Mutsuz
insanlar hayatın zor ve insanın kontrolü dışında olduğu pozisyonundan hareket
etmeye eğilimlidir. Başka bir deyişle, "Hayat beni dışlıyor ve bu konuda
yapabileceğim hiç bir şey yok." Bu felsefe ile ilgili temel sorun bunun
çaresizlik duygusunu körüklemesidir ve kendisini çaresiz hisseden insanlar
büyük olasılıkla bir şeyleri daha iyi hale getirmek için çaba göstermezler.
Herkes belli zamanlarda kendisini aşağıda hissetme hakkına sahipken, bu etkinin
hayata bakış açınıza yansıdığına müsaade ettiğinizde durumun farkına varmanız
önemlidir. Başına kötü şeyler gelen tek kişi sen değilsin ve harekete geçmek
istediğin taktirde geleceğini kontrol etmek senin elindedir.
Pesimizm. (Kötümserlik) Hiç bir şey
kötümserlik kadar daha çok mutsuzluğu körüklemez. Kötümser tavır ile ilgili
sorun onun kendini gerçekleştiren bir kehanet olmasıdır: kötü şeyler
beklerseniz kötü şeyler almanız olasıdır. Kötümser şeylerin ne kadar mantıksız
olduğunun farkına varmadan onlardan kurtulmak zordur. Kendinizi gerçeği görmeye
zorlayın ve fark edeceksiniz ki bir şeyler göründüğü kadar kötü değildir.
Yakınmak. Yakınmak, ardında yatan tavrın
verdiği rahatsızlık kadar tek başına da yeterince rahatsız edicidir. Yakınmak
kendi kendini güçlendiren bir davranıştır. Bir şeylerin ne kadar kötü olduğunu
sürekli konuşarak-ve dolayısıyla düşünerek-negatif inançlarınızı doğrulamış
oluyorsunuz. Sizi rahatsız eden şeyler hakkında konuşmak sizin daha iyi
hissetmenize yardımcı oluyor iken, yakınmak ile mutsuzluğu körüklemek arasında
da ince bir çizgi vardır. Sizi mutsuz etmesinin ötesinde yakınmak diğer
insanları da sizden uzaklaştırır.
Orantısız
Sallama. Kötü
şeyler herkesin başına geliyor. Aradaki fark mutlu insanlar kötü şeylerin
onları geçici uğrak yeri olarak gördüğünü bilirler oysa mutsuz insanlar en ufak
negatif şeyi hayatın onları dışladığının kanıtı olarak görürler. Mutlu
insanları yollarına çıkan ufak tefek kazalar üzer ama onlar bir şeyleri
derinlemesine ele almasını bilirler: "Ne aksilikti ama neyse ki ciddi bir
şey değildi." diğer taraftan mutsuz insanlar bu aksiliği kullanarak o
günlerinin, o haftalarının, o aylarının, belki de bütün yaşamlarının o
aksilikten kaynaklandığının kanıtı olarak görür.
Sorunları
halının altına süpürmek. Mutlu insanlar her hareketlerinden mesul dur. Bir hata yaptıklarında onu
üstlenirler. Diğer taraftan mutsuz insanlar sorunları ve hataları kendilerine
tehdit olarak görürler, o yüzden gizlemeye çalışırlar. Problemler görmezden
gelindiğinde büyümeye eğilimlidir. Bir problemin üstüne gitmediğiniz sürece o
problem bir şey yapamayacağınızı hissedeceğiniz kadar zor bir hale gelir, sonra
da aynen kurban olma duygusuna geri dönersiniz.
Gelişmemek. Mutsuz insanlar kötümser oldukları
için ve kendi hayatları üzerinde kontrol eksiklikleri olduğu için arkalarına
yaslanıp hayatın onlara bir şey yapmasını beklemeye eğilimlidirler. Hedefler
koymak, öğrenmek ve kendilerini geliştirmek yerine sadece yavaştan alırlar ve
bir şeylerin neden değişmediğini merak ederler.
Jones'lara
yetişmeye çalışmak. Kıskançlık
ve haset mutluluk ile uyumsuzdur bu yüzden sürekli olarak kendinizi birileri
ile karşılaştırmaya devam ediyorsanız buna bir dur demenin vakti geldi. Bir
çalışmada, çoğu denek daha az para kazanmanın eğer ki başkaları da aynı
olacaksa kendileri için sorun olmadığını söylemişlerdir. Bu tür düşüncelere
karşı dikkatli olun, sizi mutlu etmeyeceği gibi çok sık olmasa bile ters etkisi
vardır.
Sonuç Olarak
Mükemmel bir
mutluluk adına alışkanlıklarınızı değiştirmek kendiniz için yapabileceğiniz en
iyi şeylerden bir tanesidir. Ama aynı zamanda bu başka sebepten ötürü de
önemlidir-mutluluğunuzun kontrolünü ele almak çevrenizdeki herkesin de mutlu
olmasını sağlar.
Yazar: Azmi Ulaş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder