30 Kasım 2016 Çarşamba

Rebiülevvel-Hicri 3. Ay- Okunacak Dualar


Rebiulevvel ayı,Peygamberimiz Efendimiz’in(sav) dünyayı şereflendirdikleri aydır.Bu ayın 12’sinde senenin ilk kandili olan Velâdet(Mevlid) Kandili vardır.
Bu ay içinde mümkün olduğu kadar çok salât ve selâm (Salât-ı Nâriye,Salat-ı Münciye ve Salat-ı Fethiye gibi salavatlar) okunmalıdır.
Salât-ı Nariye (Tefciyirre):
Allâahümme salli salâaten kâamileten ve sellim selâmen tâammen alâa seyyidinâa Muhammedini’l-lezii tenhallü bi-hil’ukadü ve tenfericü bihi’l-kürabü ve tükdaa bihi’l-havâaicü ve tünâalü bihi’r rağaaibü ve husnü’lhavâatimi ve husnü’l-havâatimi ve yüsteska’l ğamâamü bivechihi’l-keriim ve alâa âalihii ve sahbihii fîi külli lemhatin ve nefesin bi-adedi külli ma’lûmin lek.”
Mânâsı:
“Allâh’ım, kendisi hürmetine düğümler çözülen, gamlar-kederler açılan, ihtiyaçlar giderilen, isteklere, hüsn-ü hâtimelere güzel âkibetlere nâil olunan, kerem (cömertlik) sahibi yüzü-suyu hürmetine bulutların sulandığı, Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.)’e ve onun âl ve ashâbına; her bakış ve her nefeste ve zâtınca mâlum olanların sayısınca, kâmil bir rahmet ve tam bir selâmet ihsan eyle.”
Salatı Nariye (Tefciyirre) Okumanın Faydaları
Salavatı nariye çok büyük bir güçtür. Her gün okunduğu taktirde, yeryüzünde hiç kimseye boyun eğmek zorunda kalmaz. Ezberden okunursa kendisine büyük güç ve bereket verecektir. Dünyanın bütün işlerinde başarılı olacaktır. Allah kendisine yardım eder. Her dünyevi mesele, sıkıntı, sorunları çözümü ve başarı için bu salavat ezberden okunur. Sıraladığımızda ise,
·         Sabah namazından sonra 41 defa ezberden temiz bir kalp ve niyetle okunursa Allah işlerini kolaylaştırır.
·         Bu salavat 313 defa okunursa mucizevi bir şekilde maneviyatı yükselir. Kalp gözü açılır.
·         Herhangi bir hacet ve niyete ulaşmak için 4444 defa ezberden okunursa tüm iyilik kapıları ona açılır. 7 günde bitirilir.
·         Manevi yolda ilerlemek içinde bu salavatı 4444 defa okunması tavsiye edilir.
·         Yüksek rütbe, terfi ve rızık için bu salavat günlük 11 defa ezberden okunur.
·         Bu salavatı bin defa okunmasında çok faydalıdır. İstediğini alır.
·         Beş vakit farz namazın arkasından 11 defa okuyan zengin olur. Hasta için bu salavatı 7 kişi paylaşıp okursa, Allah'ın izniyle şifa bulur.

Salât-ı Münciye (Salaten Tüncina):
“Allâhumme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Seyyidina Muhammedin salâten tüncînâ bihâ min-cemî’il-ehvâli vel âfat. Ve takdî lenâ bihâ cemîal hâcât ve tutahhirunâ bihâ min-cemîi’s-seyyiât ve terfe’unâ bihâ a’lâ’d-deracât ve tubelliğunâ bihâ aksâ’l-ğayât min cemiîl-hayrâti fî’l-hayâti ve ba’del-memât birahmetike Yâ erhame’r-rahimîn. Hasbunellahu ve ni’mel vekîl, ni’mel mevlâ ve ni’me’n-nasîr. Ğufraneke rabbenâ ve ileyke’l-masîr.”
“Allahım! Efendimiz Muhammed’e (sav) ve onun ehli beytine salât at. Bu salâvat o derece değerli olsun ki: Onun hürmetine bizi bütün korku ve belalardan kurtarsın. Bizim ihtiyaçlarımızı o salâvat hürmetine yerine getirsin, bizin bütün günahlardan bu salâvat hürmetine temizlersin, o salâvat hürmetine bizi derecelerin en üstüne yüceltirsin, o salâvat hürmetine hayatta ve öldükten sonra düşünülebilecek bütün hayırlar konusunda gayelerin en sonuna kadar ulaştırsın. Ey merhametlilerin merhametlisi bize bunları merhametinle nasip et. Allah Tealâ bize kafidir ve ne iyi bir dost, ne iyi bir vekildir. Ey Rabbimiz, senin mağfiretini dileriz, dönüş yalnız sanadır.”
Salât-ı Münciye (Salaten Tüncina) Okumanın Faydaları
Koruyucudur-kurtarıcıdır-manevi yardımın gelmesine sebep ve vesiledir.
Bu salâvat-ı şerifenin büyük önemi ve sevabı vardır.
·         Maddi-manevi sıkıntılardan, korku ve endişelerden,kaygı ve tasalardan, belalardan, afetlerden, gelecek musibetlerden emin olur ve perde olur.
·         İhtiyaç ve arzularının kolay, muradı hasıl olur,
·         Rızkının da bol ve bereketli olacağı ümit edilir.
·         Sıkıntılı zamanlarda bu mübarek salavatı okuyan kimse dünya ve ahiretin sıkıntılarından kurtulur.
·         Tehlikeli zamanlarda bu mübarek salavatı okuyan kimse dünya ve ahiretin sıkıntılarından kurtulur.
·         Huzurlu olmak istiyorsan bu salavatı okumaya devam et ve bir an olsun istiğfarı elden bırakma.
·         Bir hacet için okunursa, şimşek gibi süratli tesir eder
·         Bütün kaza ve musibetlere karşı bu salaten tüncina duasını okumaya devam et.
·         Düşmanların şerrinden korunur.
·         Hasetçilerin şerlerinden korunur.
·         Vesveselerinden korunur.
·         Hacetleriniz ve dileklerinizin yerine gelmesinde çok makbul bir salavattır.
·         İhlas ile okunmasında kısa zamanda dileklerinizin olmasına vesiledir.
·         Bir murada kavuşmak için, (Salâten tüncînâ) okumalıdır. (İslam Ahlakı)
·         Her türlü sıkıntınızdan “Selaten Tüncina ” duası ile kurtulun

Rivayeti:

Bu konuda İbni Fakihani (Fecri Münir) isimli kitabında özetleyeceğim şu olayı nakleder:
Maneviyat büyüklerinden Ebu Musa, fırtınalı bir havada gemide imiş. Müthiş bir fırtına gemiyi batırmaya ramak kaldığı sırada Peygamber Efendimize iltica etmiş:
Ya Resulallah, gemimiz batacak, içindeki bunca masumlar suya gark olup ölecekler. Lütfen bize bir kurtuluş çaresi göster!..

O sırada kulağına şöyle bir hitap vaki olmuş: Ey Ebu Musa! Tüncina duasını okuyun! Yani, kurtaran duayı okuyun, kurtaran duayı…

Demiş ki: Ya Resulallah, bu Tüncina duası hangisidir, biz bilmiyoruz?

Efendimiz (sav) bugün namazlardan sonra okumakta olduğunuz (salaten Tüncina)’yı okumuş, bunu okuyun, diye tenbih buyurmuş.

Gemide ki yolcular hep birlikte bunu Ebu Musa’dan öğrenip okumuşlar, fırtına dinmiş, sağ salim karaya ayak basmışlar.
.
Faslı Davut efendinin yazdığı (Delailül Hayrat)’ta da geçen bu salavatı şerife için Bediüzzaman Hz. (bir çok aktabların okumakta titizlik gösterdiği salavat) diye bahseder.

Okuma Şekli:

Bir sıkıntısı olan kişi , geceleyın 2 rekat namaz kılar .
namazdan sonra en az 11 olmak üzere 33 ,66, 99 , 111 , 333 , 666 , 999 , 1111
olmak üzere ıstediği sayıda okur . (yanı okuma bu sayıların herhangi birinde
bitirilecek hangi sayıya kadar okumaya gücünüz yetebiliyorsa ) kısa zaman sonra
maksadın hasıl olduğu görülür.
33 ,66, 99 , 111 , 333 , 666 , 999 , 1111 sayılarına gelindiğinde :
” ya rabbi beni filanca işden kurtar ”
diye dua edip sonra tekrar okumayı sürdürmek uygundur.

Salât-ı Fethiye:
“Allâahümme salli ve sellim ve bâarik alâa seyyidinâMuhammedini’l-fâtihı limâa uğlika ve’l-hâtimi limâa sebekanâasırı’l-hakkı bi’l-hakkı ve’lhâadii ilâa sırâatike’l müstakıym vealâa âalihii hakka kadrihii ve mikdâarihi’lazıym.”
Mânâsı:
“Allâh’ım salât ve selâm eyle ve mübarek kıl; kilitlenmişlerin açıcısı,öncekilerin sonuncusu, Hakka hak ile yardımcı, doğru yoluna hidâyeteden Efendimiz Muhammed’e ve onun ehl-i beytine onun kadrince ve azîm mikdarınca.”
Salât-ı Fethiyye veya Salâtü’l-Fâtih, yani her kapalı-kilitli şeye Fâtih (anahtar) olan salât. Fâtih açıcı demek. Bu salât, özellikle kilitli, sıkıntılı, meşakkatli işlerin fethi (açılması) için bir anahtardır. Yani bütün bunların çaresi, ilacı Efendimiz Muhammed Mustafa’ya bu salât ile salât ü selâmdır.
Fazileti ve esrârı:
Bu salâtın, 120 bin salavât-ı şerife gücünde olduğu mânâ âleminde Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) tarafından bildirilmiştir.
Hikmeti:
1. Bu salât-ı şerife, okuyanı Cehennem ateşinden korur.
2. Kırk gün okuyanın tevbesi kabul edilir, günahları bağışlanır.
3. Cuma gecesi bin defa okuyan, Efendimiz (s.a.v.) ile görüşür.
Yaşadığı devrin büyük velilerinden ve kutuplardan olan Ahmed Tîcânî (k.s.) hazretleri yakaza halinde bu salâtın faziletini Rasûl-i Ekrem Efendimize (s.a.v.) sorar. Cevaben:
Bir kimse Salât-ı Fâtih’i bir defa okursa, zamanın başından salavat getirenin okuduğu zamana kadar ins ü cinin ve meleklerin getirdiği salavâta denk sevap kazanır. Günahları da bağışlanır” buyurmuşlardır.
Geçmişte zamanın kutuplarından Muhammed el-Bekrî (k.s. d. h. 930 – m.1523) hazretlerine ait olan bu salât öyle büyük bir salâttır ki, Rasûl-i Zîşânımızın (s.a.v.) mânâ âlemindeki beyanı ile, ömründe bir defa dahi bu salât ü selâmı okuyan kişi, Cehenneme girmez.
Mağrib sâdâtından bazısının nakline göre, bu salât Allah Teâla tarafından bir sahife ile Muhammed el-Bekrî (k.s.) hazretlerine indirilmiştir. Bu zâtın soyu baba tarafından Hz. Ebu Bekir’e (r.a.), anne tarafından da Rasûlullah Efendimize (s.a.v.) dayanmaktadır. 
Bu salâta kırk gün devam edene Allah Teâla bütün günahlardan tevbe nasib eder. Her kim bu salâtı Perşembe veya Cuma yahut Pazartesi gecesi bin defa okursa, Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) ile uyanık halde buluşur. Ancak bu salât, kılınacak dört rek’at namazın ardından okunmalıdır. Bu namazın;
Birinci rek’atında üç kere Kadr suresi,
İkinci rek’atında üç kere Zilzâl suresi,
Üçüncü rek’atında üç kere Kâfirûn süresi,

Dördüncü rekatındada üçer kere Muavvizeteyn (Felak ve Nâs süreleri) kıraat edilmelidir.

29 Kasım 2016 Salı

Üçüncü Gözünüzü Açın!


Epifiz Bezi, son yıllarda adını sık sık duymaya başladığımız bir bez. Şaşırmıyoruz zira bu çağ, öz benliklerimizin açığa çıktığı, daha özgün ve doyumlu hayatlarımıza merhaba dediğimiz çok özel bir çağ. Epifiz bezi de gizli kalmış sırlardan bir tanesi, işte şimdi açığa çıkıyor…
Üçüncü göz; ruh ve beden arasındaki gizli geçittir.
Üçüncü göz, kadim zamanlardan bu yana körelmesi sonucu, bir pirinç tanesi kadar küçülmüş ve sertleşmiş, beynimizin iki lobunun ortasında bulunan epifiz salgı bezimizdir. İki gözün ortasında olduğu ve göze benzer bir yapısı olduğu için de üçüncü göz denilmiştir. İlk defa Descartes tarafından ruh ile buluşma noktası olarak tarif edilen epifiz bezi, Ruh gözü olarak da bilinir. Ruhani tarafımıza uzanan, doğduğumuzdan itibaren bize yaradılışın tek gerçeğini hatırlatmaya çalışan gizli bir geçit gibidir. Bir kez aktive edildiğinde, farklı boyutlara açılan bir kapı görevi yapar, bu kapının anahtarı da epifiz bezinin salgıladığı hormonlardır. Bu hormonlar da anahtarın üstündeki her bir ayrıntıda gizli olan, seratonin, melatonin ve DMT molekülüdür.
Öncelikle mutluluk hormonu olan seratonin, yaşamdan zevk almamızı sağlar. Melatonin ise büyüme hormonudur; bedenimizin günlük ritmini düzenler, kanserden koruyucu bir özelliği de vardır, en çok geceleri ve karanlıkta salgılanır, bu nedenle geceleri karanlık bir odada uyumak epifiz bezimiz için çok önemli bir detaydır. Epifiz bezinin en aktif olduğu zaman, gece 3 civarı olarak bilinir. Bu nedenle, gece ibadetlerinin çok değerli olduğunun göstergesi olduğu düşünülür. Seratonini badem, muz, acı biber, patates, börülce gibi besinlerden de alabiliriz. DMT molekülü ise ruhumuz ile iletişimimizi sağlar, farklı bilinç seviyelerine ulaştırır ve dolayısıyla hayatımızda sezgisel gücümüzü ve psişik yeteneklerimizi geliştirmemiz için bir zemin hazırlar. DMT molekünü bazı bitkiler aracılığıyla dışarıdan da alabiliriz. DMT molekülü alan kişiler mistik alemler ile iletişim kurarlar.
Epifiz Bezinin Aktivasyonu Nasıl Olur?
Epifiz bezinin aktivasyonu için, günlük yaşamımıza dahil etmemiz gerekli farklı dış kaynaklar da vardır. Güneş ışığı bunlardan biridir ve çok önemlidir, gözümüzün retinasından aldığımız güneş ışığı epifiz bezimizi besler. Güneş doğarken ve batarken çıplak gözle 15 dakika bakmak epifiz bezimizi canlandırır. Aynı zamanda denizde yetişmiş ve güneşte kurutulmuş besinler, bol miktarda D vitamini içerdiği için üçüncü gözümüze fayda sağlar.
Epifiz bezinin deniz seviyesinden yükseklere çıktıkça daha fazla hormon salgıladığı, dağların zirveleri gibi yüksek yerlerde en yüksek seviyede çalıştığı bilimsel bir gerçektir. Aynı zamanda peygamberlerin, ermişlerin yüksek yerlere inzivaya çekilmesi, Hristiyan ve Tibet manastırları gibi ibadethanelerin yüksek tepelere inşa edilmesinin sebebi olarak görülür. Epifiz bezi, dinlerde olduğu kadarıyla bilimde de çok merak edilmiş ve araştırılmıştır. Birçok bilim adamı, filozof, yazar, düşünür, bilge, üstat epifiz beziyle ilgili üstü örtülmüş sırları ortaya çıkarmıştır.
Usta yazar Drunvalo, epifiz bezinin hayatımızdaki önemini ve gizli kalmış çok önemli kadim bilgileri bizimle aşağıdaki satırlarda paylaşmıştır:
“İnsan bedenindeki bir diğer temel nokta, başın hemen hemen ortasında yer alan ve bilinçlilikle çok önemli bir faktör olan epifiz salgı bezidir. Bu bez, onu nasıl kullanacağımızı unuttuğumuz için, orijinal boyutu olan pinpon topu boyutundan, şimdiki boyutu olan kurumuş bezelye boyutuna inmiştir. Kullanmadığımız melekemizi kaybederiz.
Pranik enerji, epifiz salgı bezinden akardı. Bu bez, Light, the Medicine of the Future kitabının yazarı Jacob Liberman’a göre, bir göze benzer ve bazı bakımlardan geçekten de bir gözdür. Yuvarlaktır ve bir tarafı açıktır ve bu açıklığın içinde ışığın odaklanmasına yarayan bir mercek vardır. İçi boştur ve içinde renk alıcıları vardır. Öncelikle görüş alanı- ki bu daha bilimsel olarak ispat edilmemiştir- yukarı, göklere doğrudur. Tıpkı gözlerimizin baktıkları yönden 90 derece yanlara doğru görebildikleri gibi, epifiz bezi de belirlenmiş pozisyonundan 90 derece yanlara ‘bakabilir’. Tıpkı gözlerimizle başımızın arkasından bakamadığımız gibi, epifiz bezi de yere, Dünya’ya doğru bakamaz.
Epifiz bezinin içinde – bu küçülmüş boyutunda bile ­­– tüm kutsal geometri ve tam olarak Gerçeğin nasıl yaratıldığı ile ilgili anlayış gizlidir. Hepsi orada, her bir insanın içindedir. Ancak bu anlayış, düşüş sırasında hafızamızı kaybettiğimiz için bize şu anda açık değildir, hafızamız olmadığı için de farklı bir biçimde solumaya başlamışızdır. Pranayı epifiz bezinden alarak, merkezi tüpü içinde aşağı yukarı dolaştırmak yerine, solumak için ağız ve burnumuzu kullanmaya başlamışızdır. Bu durum, prananın epifiz salgı bezine dokunmadan geçmesine neden olmuş ve böylece de her şeyi tamamen farklı bir şekilde görmemize, tek Gerçeği başka türlü yorumlamanıza (iyi ve kötü ya da karşıtlık bilinci) yol açmıştır. Karşıtlık bilincinin sonucu da, kendimizin bir bedenin içinde olup dışarıya baktığımızı ve böylece ‘dışarılarda’ olup bitenden kopuk olduğumuzu düşünmemiz olmuştur. Bu tamamen bir illüzyondur. Gerçekmiş gibi gelir, ancak bu algının gerçekle hiçbir ilgisi yoktur. Sadece bu düşmüş halimizle algılayış biçimimizdir.”
Epifiz bezimiz Drunvalo’nun da bahsettiği gibi şu anda aktif değildir. Çocuklarda epifiz bezi daha aktiftir. Yaşadığımız Dünya’da verilen eğitim, aldığımız besinler, hayatımızı kolaylaştırdığına inandığımız ürünler ve yaşam stilimiz insanların manevi hayatını köreltir. Epifiz bezinin aktifleştirilmesini engellemek ve körelmesini sağlamak için bazı hükümetler tarafından çeşitli yöntemler uygulanmıştır. Amerika’daki içme sularının büyük bir yüzdesinin sodyum florür içermesinin böyle bir yöntem olduğu düşünülür. Epifiz bezi üzerine araştırmalar yapan bir bilim insanı olan Jennifer Luke, sodyum florür üzerine araştırmaları sonucu, epifiz bezinin florid emici bir özelliği olduğunu ve bu sayede alınan floridin, epifiz bezini kireçlendirdiğini ve körelttiğini ortaya çıkarmıştır. Sodyum florür ve bunun gibi bazı kimyasallar epifiz bezinin kireçlenmesine yol açar ve üçüncü gözümüz körelir. Suyun dışında kola gibi gazlı içeceklerde, işlenmiş yiyeceklerde, ağır metal içeren balıklarda, karides, midye gibi deniz ürünlerinde, şekerde, rafine edilmiş tuzda, kafein ve alkolde, dışarıdan aldığımız kalsiyumda, diş macunu gibi kimyasal ürünlerde, temizlik malzemelerinde, deodorantlarda bolca bulunur ve bunlar da kitleleri aptallaştırmaya yeter. Bu nedenle bahsettiğimiz besin ve ürünlerden uzak durarak üçüncü gözümüzü koruma altına alırız.
Epifiz bezinin gerilemesinden önce ve bunun ardından ergenliğin başlamasından önce, çocuklar yetişkin insanlardan daha fazla bilinçli deneyimin çok daha çeşitli yelpazesine erişmeye hazırdırlar. Aslında, bir çok çocuk ajna çakranın uyanışı ile ilişkili olan psişik güçlerin çoğuna çabasızca sahiptir. Çocuklar çoğu zaman epeyce sezgiseldir, geleceği görebilirler veya anne babalarının düşündüğü şeyi bilebilirler. Görüntülerin ardındaki gerçekliği görme yeteneklerinde esrarengizdirler – o kadar ki bir çocuğu aldatmak veya ona yalan söylemek çok zordur. [Ajna çakrası: iki kaşın arasındaki çakra]

İsa Mesih havarilerine “Bir kez daha küçük çocuklar gibi olmadıkça cennetin krallığına yeniden giremezsiniz” demişti, sembolik olarak konuşmuyordu, kesinlikle bu duruma işaret ediyordu.

İsrailli psişik Uri Geller ‘düşünce gücüyle’ kaşıkları bükmek ve televizyon izleyicilerinin saatlerini durdurmak gibi psikokinetik yeteneklerini sergileyerek tüm dünyada ünlü olduğu zaman, çok sayıda anne baba alarma geçti, çünkü onların çocukları evde aynı becerileri gerçekleştirmeye başladılar. Çocuklar anne babalarının ulaşamadığı hayali dostlar ve hayali yerlerin çok boyutlu dünyasında oynarlar. Bunu yaparlar çünkü onların geniş işlevsel epifiz bezleri serotonini melatonine dönüştürür. Bunun etkisi iki katlıdır. Öncelikle, azalan serotonin seviyeleri onların farkındalığın diğer hallerine erişmelerini sağlar. İkinci olarak, yüksek konsantrasyonda melatonin ergenliğin başlamasını geciktirerek, köşeye sıkışmış hipofiz bezinin güçlü etkilerini zapt eder. Sonra yaklaşık yedi veya sekiz yaşlarında, epifizin işlevi azalmaya başlar ve hipofiz hormonları artan şekilde salıverilir, üreme sistemini olgunluğa geçirir. Üreme sisteminin bu uyanışı ile aynı zamanda, çocuğun psişesi yeni cinsel rolüne ayarlanırken büyük duygusal ve zihinsel karmaşaya maruz kalır. Melatoninin azalan üretimiyle, beynin serotonin konsantrasyonları giderek büyür ve çocuğun sezgisel algısının, hayal gücünün ve oyununun geniş dünyasına açılan kapılar kapanır. Trajik şekilde, bu kapılar çoğu zaman hayatının geri kalanı boyunca kapalı kalır ve içindeki çocuk nadiren tekrar bir anlığına görünür.

Ancak, hiç de kendi beyin kimyamızın mahpusu olmak zorunda değiliz. Epifiz bezini yeniden aktive ederek, ajna çakrasını uyandırarak, üçüncü gözü açarak bilinç halimizi genişletebiliriz – bunların hepsi aynı işlemdir. Bu şekilde, yetişkin hayatının görevlerini ve sorumluluklarını gerçekleştirirken aynı zamanda içimizdeki çocuk ile yeniden temas kurabiliriz. O zaman iş bir oyun haline gelir ve hayat bir oyun olur, bugün bir çok insan için ciddi ve bunaltıcı bir iş olması yerine.

Tarihte üstü kapatılmış bir bilgi olarak kalmış epifiz salgı bezimiz aktif olduğu sürece zekamız, yaratıcılığımız, algılarımız ve bilincimiz de gelişir. Düzenli olarak yaptığımız meditasyon ve ibadetlerle de epifiz bezimizi metafizik alemlere açarız. Böylece yaşadığımız bu illüzyonu aşıp, Dünya’nın tek gerçeğini hissedebileceğimiz bir frekansa geçeriz. Yeni bir bakış açısı ile farklı bilinç dünyalarına açılan bu kapıdan içeriye girebilmek için, yazımızda anlattığımız tüm yöntemleri bir anahtar olarak kullanabilirsiniz.
-Alıntıdır-
Neden sürekli içinizdeki çocuğa dikkat çekmeye çalıştığımı anlıyor musunuz şimdi?
Lena
Bolluk ve Bereket Çalışmasına Davet

Sevgilinin İlgisi İçin Dua


Aşağidaki ayet-i kerime, kendisinden yüz çevrilerek ortada bırakılan kimseye, çevresinin tekrar ilgi duymasını ve herhangi bir hile ve desisenin önlenerek fenalıktan korunmasını sağlar. Herhangi bir kimse bu ayeti kerimeyi bir cuma günü gece yarısı üçyüz defa okursa ver her ayet okuyuşunun sonunda:
Ente yâ rabbî hasbî alâ (Burada ilgi duymasi istenen kişinin ismi söylenir) a’tıf kalbehû aleyye ve zellilhülî,
diye dua ederse Cenabı Hakk ilgi beklediği kimsenin gönlünü o kimseye yöneltir, şefkat ve merhametini geliştirir. Kendisine yukarıdan bakan kimse bu tertibin yapılmasından sonra emre amade bir duruma düşer. Ayeti kerime budur:
Fe in tevellev fe kul hasbiyallâhü lâ ilâhe illâ hû, aleyhi tevekkeltü ve hüve rabbül arşil azıym.

Eğer yüz çevirirlerse de ki: "Bana Allah yeter. O'ndan başka hiçbir ilah yoktur. Ben ancak O'na tevekkül ettim. O, yüce Arşın sahibidir."
-Alıntıdır-

28 Kasım 2016 Pazartesi

Bolluk ve Bereket Çalışmasına Davet- 7 Aralık Çarşamba 22.30


7 Aralık Çarşamba günü akşamı 22.30’ta Bolluk ve Bereket Çalışmamızın (Allah kısmet ederse) ikincisini  gerçekleştireceğiz. Herkes davetlidir.

Duaların birlikte yapılmasının ne kadar faydalı olduğunu, yarattığı enerjiyi hepiniz bilirsiniz. Bununla birlikte dinimizde bir başka insan(ın gıyabında) için yapılan duanın kabul olduğu konusuna da sıkça değinilmiştir.

(Bir kimsenin, birine gıyabında yaptığı dua müstecâb olur. Yapılan duaya bir melek, “Âmin, aynı şeyler sana da olsun” der.)[İbni Ebi Şeybe]

(Bir kimse, gıyabında birine dua ederse, melekler, aynı şekilde ona dua ederler.) [Müslim]

(En çabuk kabul olunan dua, kişinin din kardeşi gıyabında ettiği duadır.) [Buhari]

(Allah ile arasında perde bulunmayan iki dua vardır. Biri mazlumun duası, diğeri de kişinin din kardeşinin gıyabında yaptığı duadır.) [Taberani]

(Bir kimsenin, arkadaşının gıyabında yaptığı dua reddedilmez.)[Harâiti]

İşte bu noktadan hareketle, sizleri 7 Aralık Çarşamba akşamı 22.30’da bu dua enerjisinden oluşan çemberin bir halkası olmaya davet ediyorum. Hepimiz birbirimizin "Bolluk ve Bereket"i için bu kez 1060 kez Ya Ganiyy, 1100 kez de Ya Muğni  esmalarını okuyacağız.

Çalışmamızın Esasları ve Ayrıntıları :

Saat 22:30’da aşağıdaki niyeti inanarak ve hissederek kendimizin duyacağı yumuşak bir ses tonuyla okuyoruz. O anda bizimle birlikte bu çalışmayı yapmakta olan güzel insanların enerjilerini, birlikteliğin gücünü hissediyoruz. Ne kadar büyük bir enerji alanı içerisinde olduğumuzu tüm ruhumuz ve bedenimizde hissediyoruz.

Niyet:

Lena’yla Bolluk ve Bereket çalışmasına tüm sevgimle, tüm inancımla katılmaya ve çalışmada yer alan herkesle tüm iyi niyetim, enerjim ve duanın gücüyle bir araya gelmeye niyet ediyorum. Bolluk, bereket ve refah içinde yaşamaya tüm kalbimle niyet ediyorum.
Bolluk ve Bereket çalışmasının tüm üyelerinin maddi ve manevi  bolluk, bereket ve refah içinde olmalarını diliyorum Ya Rabbim. Amin, Amin, Amin!



Ve esmalarımızı “Ya Ganiyy” (1060 kez) ve “Ya Muğni” (1100 kez) okumaya başlıyoruz.

Okumanın sonunda “Ya Rabbim Ya Ganiyy ve Ya Muğni İsm-i Şeriflerin hürmetine bana ve dua eden tüm arkadaşlarıma maddi ve manevi zenginlik nasip eyle” diyoruz.

"Bolluk ve Bereket çalışmasının bir üyesi olarak bana gelen tüm olumlu dua enerjilerini sevgiyle kabul ediyorum. Bolluk ve Bereket çalışmasındaki tüm arkadaşlarımın ve benim, hepimizin hayrına olacak, güzel seçimlerimizin kolaylıkla ve güzellikle gerçekleşmesini diliyorum" şeklinde çalışmamızı tamamlıyoruz.

Önemli Not: Çalışmaya katılan arkadaşlarımız için dua etmek çalışmanın en önemli bölümünü oluşturuyor, dikkat edelim!

Lena


Yasin Suresi Faziletleri


Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
“Her gece Yasîn sûresine devam edip, bu hâl üzere iken vefât eden kimse şehid olur.)
(Kur’ân-ı kerîmdeki bir sûre, okuyana şefaat eder, dinliyenin affına sebep olur, âhırette korktuğundan emin olur. Bu Yâsin sûresidir.”

“Ölüm hastası yanında Yâsin-i şerîf okununca, her harfi için bir melek gelip rûhun kolay çıkmasına duâ eder. Yıkanırken yanında bulunurlar. Cenazesi ile birlikte giderler. 
Namazında, defninde bulununlar ve hep duâ ederler.”

“Şeytanlar, Yasîn sûresinden ve bir de Haşr sûresinin son kısmı ile Mu’avvizeteyn sûrelerinden kaçarlar.”

“Kabristana giren kimse, Yasîn sûresini okusa, o gün meyyitlerin azâbları hafifler. Meyyitlerin sayısı kadar, ona da sevâb verilir.”

“Yanında Yasîn-i şerîf okunan hasta, suya kanmış olarak vefât eder ve doymuş olarak kabre girer.”

“Müslüman bir hasta yanında Yasîn-i şerîf okunursa, Rıdvân ismindeki melek Cennet şerbeti getirir. Suya kanmış olarak rûh teslim eder. Doymuş olarak kabre girer. Suya ihtiyacı olmaz.”

“Yasîn okuyunuz. Onda on bereket vardır. Aç okursa, doyar. Çıplak okursa, giyinir. Bekâr okursa, evlenir. Korkan okursa, emin olur. Mahzun okursa ferahlar. Misafir okursa, seferde yardım görür. Kayıp bulunur. Hasta okursa şifâ bulur. Ölü üzerine okunursa azabı hafifler. Susayan okursa, suya kavuşur.”

“Bir kimse ana-babasının veya birinin kabrini her Cuma ziyaret eder ve orada Yasîn okursa Allahü teâlâ ona, Yasîn’in her harfi miktarınca mağfiret eder.”

“Kur’ân-ı kerîmin kalbi Yasîn’dir. Muhakkak ki o dertlere şifâdır. Allahı ve âhıret yurdunu dileyerek bir kimse Yasîn’i okursa, Allah kendisini mutlaka bağışlar.”

“Her gece Yasîn sûresini okuyan kimse, muhakkak sûrette şehid olarak ölür.”

“Cuma geceleri Yasîn sûresini okuyan kimse, Allahü teâlânın magfiretine kavuşmuş halde sabahlar.”

Yasîn sûresinin faydaları

Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
“Kur’ân-ı kerîmde bir sûre vardır ki, ona Allah katında “Azîme” denir. O sûreyi okuyan kimse, kıyâmet günü çok kimseye şefaat edecektir. O sûre Yasîn sûresidir.”

1- Eceli gelmiyen hasta şifâ bulur.
2- Eceli gelen hasta ölüm acısı duymaz.
3- Ölürken Cennet meleklerini görür.
4- İnsan korktuğundan emin olur.
5- Garipler yardımcı bulur.
6- Aç olan, tok olur. Yani ummadığı yerden rızık gelir.
7- Susuz olan, kanıncaya dek su bulur.
8- Bekarların evlenmesi kolay olur.
9- Elbisesi olmayan elbise bulur.
10- Gayb olan şey bulunur.

Fakat bunlara niyet ederek ve inanarak okumak lazımdır.

İmâm-ı Şa’rânî buyuruyor ki:
“Hastam iyi olursa veya şu işim hasıl olursa, sevâbı Seyyidet Nefîse hazretlerine olmak üzere, Allah için, üç Yasîn okumak veya bir koyun kesmek nezrim olsun derse, bu dileğinin kabul olduğu çok tecrübe edilmiştir.”

Malik bin Yesar (ra)’ dan rivayet edilmiştir: Peygamber (sav); “Kur’an’ın kalbi Yasin-i Şerif’tir. Kim onu Allah rızasını talep ederek ve ahiret sevabı için okursa, Allah onun günahlarını magfiret eder. Onu ölülerinizin üzerine okuyunuz.” buyurdu.

-Ebu Hureyre (ra)’ dan rivayet edilmiştir: Peygamber (sav) şöyle buyurdu; “Kim bir gecede, Allah rızası için Yasin’i okursa günahları af olunur.”

-Enes (ra)’ dan rivayet edilmiştir: dedi ki; Rasulullah (sav) buyurdu: “Herşeyin bir kalbi vardır ve Kur’an’ın kalbi de Yasin’dir. Her kim Sure-i Yasin’i okursa Allah ona bu sureyi okuması sebebiyle Kur’an’ı on kere okumuş kadar sevap ihsan eder.”

-Hz. Ali (ra)’ den rivayet edildigine göre Rasulullah (sav) kendilerine şöyle demiştir: “Ya Ali! Yasin Suresini oku, zira Yasin Suresinde on bereket vardır;

1-Yitiği olan okursa yitiğine kavuşur,
2-Mahkum okursa hapisten kurtulur,
3-Çıplak okursa giydirilir,
4-Onu okuyan aç doyar,
5-Bekar okursa evlendirilir,
6-Yolcu okursa yolculugunda yardım görür,
7-Susuz okursa suya kanar,
8-Hasta okursa afiyet bulup iyileşir,
9-Korku içinde olan okursa korktugundan emin olur,
10-Ölümcül hastanın yanında okunsa elem ve ızdırabı hafifler.

-Aişe (ra)’ dan; “Muhakkak ki Kur’an’da bir sure vardır. Kendisini çok okuyana şefaat eder. Dinleyen ise magfiret olunur. O, Sure-i Yasin dir.


  • (1) Yâsîn
  • (2) VeI Kur’ân-iI hakîm
  • (3) İnneke IemineI mürseIîn
  • (4) AIâ sırâtın müstakîm
  • (5) TenzîIeI azîzirrahîm
  • (6) Litünzira kavmen mâ ünzire âbâühüm fehüm gâfiIûn
  • (7) Lekad hakkaIkavIü aIâ ekserihim fehüm Iâ yü’minûn
  • (8) İnnâ ceaInâ fî a’nâkihim agIâIen fehiye iIeI ezkâni fehüm mukmehûn
  • (9) Ve ceaInâ min beyni eydîhim sedden ve min haIfihim sedden feağşeynâhüm fehüm Iâ yübsirûn
  • (10) Ve sevâün aIeyhim eenzertehüm em Iem tünzirhüm Iâ yü’minûn
  • (11) innemâ tünzirü menittebazzikra haşiyerrahmâne biIgaybi febeşşirhü bimağfiretiv ve ecrin kerîm
  • (12) İnnâ nahnü nuhyiI mevtâ ve nektübü mâ kaddemû ve âsârehüm ve küIIe şey’in ahsaynâhü fî imâmin mübîn
  • (13) Vadrib Iehüm meseIen ashâbeI karyeh. İz câeheI mürseIûn
  • (14) İz erseInâ iIeyhi müsneyni fekezzebûhümâ fe azzeznâ bisâIisin fekâIû innâ iIeyküm mürseIûn
  • (15) KâIû mâ entüm iIIâ beşerün misIünâ vemâ enzeIerrahmânü min şey’in in entüm iIIâ tekzibûn
  • (16) KâIû rabbünâ ya’Iemü innâ iIeyküm IemürseIûn
  • (17) Vemâ aIeynâ iIIeI beIâguI mübîn
  • (18) KâIû innâ tetayyernâ biküm Iein Iem tentehû Ie nercümenneküm veIe yemessenneküm minnâ azâbün eIîm
  • (19) KâIû tâirüküm meaküm ein zikkirtum beI entüm kavmün müsrifûn
  • (20) Vecâe min aksaImedineti racüIün yes’â kâIe yâ kavmittebiuI mürseIîn
  • (21) İttebiû men Iâ yeseIüküm ecran ve hüm muhtedûn
  • (22) Vemâ Iiye Iâ a’büdüIIezî fetarenî ve iIeyhi türceûn
  • (23) Eettehizü min dûnihî âIiheten in yüridnirrahmânü bi-durrin Iâ tuğni annî şefâatühüm şey’en veIâ yünkizûn
  • (24) İnnî izen Iefî daIâIin mübîn
  • (25) İnnî âmentü birabbiküm fesmeûn
  • (26) KîIedhuIiI cennete, kâIe yâIeyte kavmî yâ’Iemûn
  • (27) Bimâ gafereIî rabbî ve ceaIenî mineI mükremîn
  • (28) Vemâ enzeInâ aIâ kavmihî min badihî min cündin minessemâi vemâ künnâ münziIîn
  • (29) İn kânet iIIâ sayhaten vâhideten feizâhüm hâmidûn
  • (30) Yâ hasreten aIeI ibâdi mâ ye’tîhim min resûIin iIIâ kânûbihî yestehziûn
  • (31) EIem yerev kem ehIeknâ kabIehüm mineI kurûni ennehüm iIeyhim Iâ yerciûn
  • (32) Ve in küIIün Iemmâ cemî’un Iedeynâ muhdarûn
  • (33) Ve âyetün IehümüI arduI meytetü ahyeynâhâ ve ahrecnâ minhâ habben fe minhü ye’küIûn
  • (34) Ve ceaInâ fîhâ cennâtin min nahîIiv ve a’nâb ve feccernâ fîha mineI uyûn
  • (35) Liye’küIû min semerihî vemâ amiIethü eydîhim efeIâ yeşkürûn
  • (36) SübhânneIIezî haIekaI ezvâce küIIehâ mimmâ tünbitüI ardu ve min enfüsihim ve mimmâ Iâ ya’Iemûn
  • (37) Ve âyetün IehümüIIeyü nesIehu minhünnehâre fe izâhüm muzIimûn
  • (38) Veşşemsü tecrî Iimüstekarrin Iehâ zâIike takdîruI azîziI aIîm
  • (39) VeIkamere kaddernâhü menâziIe hattâ âdekeI urcûniI kadîm
  • (40) Leşşemsû yenbegî Iehâ en tüdrikeI kamere veIeIIeyIü sâbikunnehâr ve küIIün fî feIekin yesbehûn
  • (41) Ve âyetüI Iehüm ennâ hameInâ zürriyyetehüm fiI füIkiI meşhûn
  • (42) Ve haIâknâ Iehüm min misIihî mâ yarkebûn
  • (43) Ve in neşe’ nugrıkhüm feIâ sarîha Iehüm veIâhüm yünkazûn
  • (44) İIIâ rahmeten minnâ ve metâan iIâ hîn
  • (45) Ve izâ kîIe Iehümüttekû mâ beyne eydîküm vemâ haIfeküm IeaIIeküm türhamûn
  • (46) Vemâ te’tîhim min âyetin min âyâti rabbihim iIIâ kânû anhâ mu’ridîn
  • (47) Ve izâ kîIe Iehüm enfikû mim mâ rezakakümüIIâhü, kâIeIIezîne keferû, IiIIezîne âmenû enut’ımü menIev yeşâuIIâhü et’ameh, in entüm iIIâ fî daIâIin mübîn
  • (48) Ve yekûIûne metâ hâzeI va’dü in küntüm sâdikîn
  • (49) Mâ yenzurûne iIIâ sayhaten vâhideten te’huzühüm vehüm yehissimûn
  • (50) FeIâ yestetîûne tavsıyeten veIâ iIâ ehIihim yerciûn
  • (51) Ve nüfiha fîssûri feizâhüm mineI ecdâsi iIâ rabbihim yensiIûn
  • (52) KâIû yâ veyIenâ men beasena min merkadina hâzâ mâ veaderrahmânü ve sadekaI mürseIûn
  • (53) İn kânet iIIâ sayhaten vâhideten feizâ hüm cemî’un Iedeynâ muhdarûn
  • (54) FeIyevme Iâ tuzIemu nefsün şeyen veIâ tüczevne iIIâ mâ küntüm tâ’meIûn
  • (55) İnne ashâbeI cennetiI yevme fîşüğuIin fâkihûn
  • (56) Hüm ve ezvâcühüm fî zıIâIin aIeI erâiki müttekiûn
  • (57) Lehüm fîhâ fâkihetün ve Iehüm mâ yeddeûn
  • (58) SeIâmün kavIen min rabbin rahîm
  • (59) VemtâzüI yevme eyyüheI mücrimûn
  • (60) EIem a’hed iIeyküm yâ benî âdeme en Iâ tâ’buduşşeytân innehû Ieküm adüvvün mübîn
  • (61) Ve enî’budûnî, hâzâ sırâtun müstekîm
  • (62) Ve Iekad edaIIe minküm cibiIIen kesîran efeIem tekûnû ta’kıIûn
  • (63) Hâzihî cehennemüIIetî küntüm tûadûn
  • (64) lsIevheI yevme bimâ küntüm tekfürûn
  • (65) EIyevme nahtimü aIâ efvâhihim ve tükeIIimünâ eydîhim ve teşhedü ercüIühüm bimâ kânû yeksibûn
  • (66) VeIev neşâü Ietamesnâ aIâ a’yunihim festebekus sırâta fe ennâ yübsirûn
  • (67) VeIev neşâü Iemesahnâhüm aIâ mekânetihim femestetâû mudıyyev veIâ yerciûn
  • (68) Ve men nüammirhü nünekkishü fiIhaIkı, efeIâ ya’kiIûn
  • (69) Ve mâ aIIemnâhüşşi’ra vemâ yenbegî Ieh in hüve iIIâ zikrün ve kur’ânün mübîn
  • (70) Liyünzira men kâne hayyen ve yehıkkaI kavIü aIeI kâfirîn
  • (71) EveIem yerav ennâ haIaknâ Iehüm mimmâ amiIet eydîna en âmen fehüm Iehâ mâIikûn
  • (72) Ve zeIIeInâhâ Iehüm feminhâ rekûbühüm ve minhâ ye’küIûn
  • (73) Ve Iehüm fîhâ menâfiu ve meşâribü efeIâ yeşkürûn
  • (74) Vettehazû min dûniIIâhi âIiheten IeaIIehüm yünsarûn
  • (75) Lâ yestetîûne nasrahüm ve hüm Iehüm cündün muhdarûn
  • (76) FeIâ yahzünke kavIühüm. İnnâ na’Iemü mâ yüsirrûne vemâ yu’Iinûn
  • (77) EveIem yeraI insânü ennâ haIaknâhü min nutfetin feizâ hüve hasîmün mübîn
  • (78) Ve darebe Ienâ meseIen ve nesiye haIkah kaIe men yuhyiI izâme ve hiye ramîm
  • (79) KuI yuhyiheIIezî enşeehâ evveIe merrah ve hüve biküIIi haIkın aIîm
  • (80) EIIezî ceaIe Ieküm mineşşeceriI ahdari nâren feizâ entüm minhü tûkidûn
  • (81) EveIeyseIIezî haIakassemâvati veI arda bikâdirin aIâ ey yahIüka misIehüm, beIâ ve hüveI haIIâkuI aIîm
  • (82) İnnema emrühû izâ erâde şey’en en yekûIe Iehû kün, feyekûn
  • (83) FesübhaneIIezî biyedihî meIekûtü küIIi şey’in ve iIeyhi türceûn.
-Alıntıdır-